14 Şubat 2011 Pazartesi

GÜLLERİN EFENDİSİ

Bir Gece




On dört asır evvel yine bir böyle geceydi
Kumdan ayınon dördü bir öksüz çıkıverdi
Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler
Halbuki kaç bin senedir bekleşmedelerdi
Nerden görecekler göremezlerdi tabi
Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi
Bir kere de ma'mure-i dünya ozamanlar
Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta
Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin
Salgındı bugün Şark'ı yıkan tefrika derdi

Derken büyüyüp kırkına gelmişti ki öksüz
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi
Bir nefhada kurtardı insanlığı o masum
Bir hamlede kayserleri kisraları serdi
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi
Zulmün ki, zeval akılına gelmezdi, geberdi
Alemlere rahmetti evet şer-i mübini
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi
Dünya neye sahipse onun vergisidir hep
Medyun O'na cemiyeti medyun O'na ferdi
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet
Ya Rab! Bizi mahşerde bu ikrar ile haşret

Mehmet Akif Ersoy


1 Şubat 2011 Salı

ADAB-I MUAŞERET



Bu kelimenin aslı Arapça olup tekil hali "edep" kelimesidir. "Edep" kelimesi lügatte; ziyafet ve davet manalarına gelen "edp" veya "zarif, edepli olmak anlamındaki "edep" mastarından isim olarak "davet, iyi tutum, incelik/kibarlık, hayranlık ve takdir" anlamlarına gelmektedir. Istılahi olarak ise, "Bir toplumda örf, adet ve kural halini almış iyi tutum ve davranışlar veya bunları kazandıran bilgi" anlamında kullanılmaktadır.

Adab, ahlak, terbiye ve nezaket kurallarının bütününe verilen bir ad olup İslam'ın güzel saydığı söz ve davranışlardır. Bu iribarla edep, insanların kendisine davet olunan bilumum hayır, zarafet, usluluk ve güzel ahlak demektir. (s:33)

Muaşeret kelimesi ise; karışmak, arkadaş olmak ve beraber yaşamak manalarına gelir. İslam dini, insanların muaşeretine, birbiriyle görüşüp konuşmalarına, toplum halinde medeniyet üzere yaşamalarına büyük bir önem vermiştir. (s:42)


arka kapaktan yansıyanlar

Ahlakın ve buna bağlı olarak adab-ı muaşeretin kaynağı, dinimizin yüce ve yüksek kaynakları olan Kur'an-ı Kerim ayetleri ve Efendimiz (s.a.s)'in hadis-i şerifleridir. Kaynağını dinden almamış hemen hiçbir ahlaki prensip ya da kaide yoktur desek yanılmış olmayız. Bu beşer üstü ve vahiy eksenliahlaki düzenlemeler, her şeyi ve bu arada da yarattığı insanı en iyi bilen çok merhametli Rabbimizinbizlere adeta bir armağanıdır.Bu açıdan çalışmada her bir konu, öncelikle ayet-i kerimelerden daha sonra da hadis-i şerifelerden temellendirilmeye çalışılmıştır. Daha sonra da kısmen İslam büyüklerinin konu ile ilgili mütalalarına yer verilmeye çalışılmıştır.
" Edep insan için bir elbisedir. Edepli olmayan ise çıplak demektir."
" Edep, bir tac'dır. O tacı giyen her beladan kurtulur. Sen de belalardan emin olmak, kurtulmak istiyorsan daima edepli olmaya çalışmalısın."
" Edep varsa ilim de var demektir. Fakat edepsiz bir insan kütüphaneler yutsa yine alim sayılmaz."


( Rehber Yayınları: ABDULKADİR HALİT)