31 Mayıs 2009 Pazar

SEBEB-İ VARLIĞIM EFENDİME 1

sevdası herşeyden azîz olan efendim; gönül bahçemde açan, ıtırları esrikleştiren çiçekler sereyim selâmımdan evvel ayak bastığınız ve basmanızla şâd olup yeşeren, renklenen çöllerimin kumul kıvrımlarına. zarf albenili olsa da bahane, aslolan mazruftur bilirsiniz. çünkü yangınımın ateşinden yanık ucu, ıtriyatın tüm çekiciliğinde kaynayan ve yanan yüreğin kıvılcımlarını ve güllerin rayihasına sinmiş kül kokusunu sanırım duyuyorsunuzdur. neler söylemez ki o titreşimler çırpındıkça göğüs kafesimizin içinde mahpus, küskün serçemiz. ipek ellerinizin zarif tutuşlarında sızlanması diner belki ümidi rafa kaldırmış yüreğin. bilesiniz bu kâğıt parçasına gizlenmiştir söyleyemediklerim. sebeb-i varlığım efendim; edebinden lâl kesilmiş dilin anlatmayı beceremediği özlemleri çok görmeyiniz. acaba diyorum gözlerinize -her ne kadar bakmayı ar etmiş olsam da orda ki ışıltıyı fark etmediğimi düşünmeyesiniz ve merakım şudur - bir kez daha tüm cesaretimi toplayıp da bakarsam yine o ışıltıyı hükmünü sürüyor görebilir miyim bilemiyorum. o bakışta hayat ve aşk vardı ve o bana yön vermiş aşkta yön bulmuş akışta düğümledim ömrümü. sonra çözülmeyi unuttum efendim. elleriniz alışkındı gemici düğümlerine ya aşkın düğümlerini nereden öğrendi de bende misali bağladım bahtımı rüzigârınıza. nereye estirirseniz oraya yön bulurum; kızgın sahranızda yanar, kutuplarınızın buzulunda donar, ilk baharınızda açar, sonbaharınızda solar oldum. kastınız ömrüme bilir ve sererim önünüze!.. külliyen adandığım efendim; hasretin kıskacında eğer ki bu akıllara ziyan zihni kurtarabilirsem yanmaktan, çiğ kalmaktan korkarım. ama yanmasına yön verip körüklersem közlerimi divane bir meczuptan öte gitmez hâllerim. o zaman sevgili sadece âşıklık derecem yükselecek ama şuursuz hallerin araftaki tek temsilcisi olacağım. daha kalbin arka bahçelerinin ahvalini soracak olursanız bendenizden rüzgârlardan, yağmurlardan beslenip fırtınanın gözünden uzak kalmaya çalışıyor ki yeşerme ümidi olan dalları kırılmasın. kimbilir gün gelir vuslat hükmünü sürer de abad olur gülistan. tahtıma sultan efendim; bilirsiniz ki her başlangıcın sonu, her hayatın ölümü vardır. benim de mevsimimden göç yolunu tuttu kırlangıçlarım, ağaçlarımdan yemişlerim, dallarımdan çiçeklerim. artık hazan demindeyiz ve kelimelere isyan kisvesi giydirmeden mazrufumuzu büyük bir zarafetle zarflayıp ardından allayıp pullayıp uçuralım güvercin sessizliğinde. içine tekrar selâm ve muhabbetlerimizi yükleyerek emin, sadık ve eşsiz yüreğin sahibi efendimize!..

NEŞE YEŞİLOVA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder